Dünyada her yıl 17.5 milyon kişi kalp hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Vücudumuzun en duygusal organı olan kalp, yaşadığımız tüm duygulardan etkileniyor. Türkiye’de kalp hastalıklarına bağlı ölümler çok yüksek oranda, bunun en önemli sebebi yanlış beslenme ve hareketsiz yaşam. Her ne kadar Türklerin genetik olarak kalp hastalığına yatkınlığı olsa da, düzenli yürüyüş yapmamak, sigara içmek, aşırı tuz tüketimi kalp hastalıklarını tetikliyor.
Kalp hastalıklarının başlıca etkenlerinden biri de hipertansiyon. Hipertansiyon, Türkiye geneline bakıldığında yaklaşık her üç yetişkinden birinde görülüyor. Hem kalp krizi hem de felç riskini arttıran hipertansiyon, diğer yandan kalp yetmezliğine sebep oluyor. Yapılan araştırmaların sonucunda, hipertansiyonu olanların yarısının, hastalığının farkında olmadığını gösteriyor. Bu durumda hipertansiyon da mutlaka farkında olmamız gereken bir risk faktörü.
• Günde mutlaka yarım kilo sebze meyve tüketilmesi gerekiyor. Çünkü sebze ve meyveler vücuttaki kötü yağlarla mücadelede ederek, kilo vermemizi de sağlıyor.
• Katı yağ yerine zeytinyağı tercih edilmeli. Zeytinyağı vücuttaki iyi kolesterolü arttırıyor, kötü kolesterolü azaltıyor.
• Günde bir bardak Türk kahvesi kalp hastalıklarını azaltıyor. Ancak yüksek tansiyon hastalarının birden fazla Türk kahvesi içmemesi gerekiyor.
• Kalp hastalıklarında stres en önemli faktörlerden biri. Hareketsiz yaşamı etkileyen stres, yanlış beslenmeyi de tetikliyor. Yoga, meditasyon, hafta sonları yapılan doğa yürüyüşleri hem stresi azaltmada hem de kalp açısından fayda sağlıyor.
• Günlük hayatta yaşanılan duygu ve olaylar kalbi etkiliyor. Evlilik de bunlardan bir tanesi. Evli insanların kalp krizi geçirme oranları bekarlara göre daha düşük ve yaşam süreleri daha uzun.
• Yapılan araştırmaya göre siyah çikolata yedikten sonra (Yüzde 85 kakao) özellikle bacak damarlarında daralma ve tıkanma olan hastaların daha uzun mesafe yürüyebildikleri ve ağrılarını azaldığı kanıtlanmıştır.
• Mümkün olduğunca az tuz tüketin, sadece yemek pişirirken tuzu kullanın.
• Her gün düzenli olarak yarım saat doğa yürüyüşü yapın. Asansör yerine merdiven kullanın ve spor yapın.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 (korona) enfeksiyonu, kalp ve damar hastalarında tehlikeli sonuçlara yol açabiliyor. Kalp ve damar hastalığı olanların daha bilinçli olması gerekiyor. Koroner kalp hastalığı veya hipertansiyonu olan 65 yaşın üzerindekilerin enfekte olma riski ve hastalığı daha şiddetli yaşama ihtimallerinin yüksek olduğunu bir gerçek.
Evde kalmanın çok önemli olduğu bu dönemde sağlıklı yaşam kurallarını hatırlamak ve hayatı buna adapte etmek özellikle kalp hastaları için büyük önem taşıyor. Öncelikle bağışıklık sistemini güçlendirmek için uyku düzeni sağlanmalı. Ardından fiziksel aktivite de evde devam ettirilmeli. Sağlıklı beslenme hem kalp sağlığı hem de güçlü bağışıklık için büyük önem taşıyor.
Bütün dünya son zamanların en büyük salgını Covid 19 ile güçlü bir mücadele veriyor. Virüsün dana fazla insana yayılmasını engellemek için uğraş veriyor. Enfeksiyon belirtisi olan ve tanı konmuş hasta kadar, tanı konmamış, belirti vermeyen ancak taşıyıcılık potansiyeli yüksek hastaların varlığını da unutmamak gerekiyor. Taşıyıcıların COV-SARS2 virüsünü yüksek riskli bir hastaya bulaştırması ile akut respiratuar distress sendromu denilen ölümcül bir tabloya neden olabilir.
Bilimsel raporlara göre hastaneye yatırılan COVID-19 hastalarının yaklaşık yüzde 40’ında kalp damar hastalığı veya beyin dolaşımında sorunlar (inme gibi) olduğu gözleniyor. Yine yatan hastaların önemli bir oranında hipertansiyon zemini olduğu da dikkat çekiyor. Virüsün ana hedefi akciğerler olsa da tüm vücudun oksijen ihtiyacını karşılamak için kalp önemli bir efor harcıyor. Akciğerin enfeksiyona bağlı yükü arttığında kalp sorunu olanlar bu artan eforla mücadele etmekte zorluklar yaşıyor.
American College of Cardiology kalp hastalığı olanların güncel grip ve pnömoni aşılarını yaptırmasını öneriyor. Bu sayede COVİD-19’a eşlik edecek diğer zorlaştırıcı enfeksiyonların azaltabileceğini düşünüyor. Avrupa Kardiyoloji Derneği de şu anki bilgiler ışığında hiçbir tansiyon ilacının COVID-19 nedeniyle değiştirilmemesi gerektiğini özellikle vurguluyor.